Predictive Retail | İstanbul Moda Akademisi
 

İMA'da Yaşam

 

Predictive Retail

1990’larda James Bond ve kaleminden çıkan lazer silahının şaşırtıcı teknolojisiyle büyüyen jenerasyonunu şaşırtmak artık James Bond’un görevlerinden bile zor. Tabii bu, gelecek üzerine üretilen senaryoların daha az etkileyici olduğu anlamına gelmiyor. Yeni sürüm ayarlarımızın değiştiğini artık kabul edebilirsiniz.

Aslin Kumdagezer

 

Yeni sürümünüz ise size yapay zeka ile iyi anlaşmanızı salık veriyor. Evet, tam da dünyayı ele geçirmeye çalışan insan ürünü o yapay zeka… Dizi listelerinize baktığınızda da, Humans ve Westworld ile yapay zekanın yakında hayatınıza ne derece entegre olacağını görebilirsiniz. Eh, ne de olsa 90’larda da şimdiki zamanı yine aynı küçük ekrandan öğrendik.

 

Bu önerme üzerinde düşünürken, (evet ofiste eğer afaki konular hakkında düşünme molaları veriyorsanız kimse size karışmayacaktır, çünkü je pense donc je suis*) Navar’ın  CEO’su Amit Sharma’nın gelecek üzerine yaptığı bir kehanet gözümüze takılıyor: Çocuklarınızı okuldan almak için evden çıkmak üzeresiniz; o sırada orta sehpanızdan küçük bir aygıt size sesleniyor; “Yarın sabah için yeterince sütün yok bu arada yoğurt indirimde eğer istersen okul dönüşü yol üzerinden alman için siparişi hazırlatabilirim.”  Senaryo şaşırtıcı olmaktan uzak belki ama, yine de gözlerinizin parlamasına ve dudak kenarınızda bir gülümsemeye yol açmasına engel değil. Okumakta olduğunuz yakın gelecek senaryosu bir predictive retail (öngörülü perakende) güzellemesi. Amazon, Facebook, Google ve Apple’ın tüketici beklentilerini yükselttiği ve yüksekten o beklentileri karşıladığı, aynı gün teslimatın günlük bir rutin olduğu perakende dünyasında, en kadim dostunuz Siri sizin için Uber’inizi çağırabiliyor ve Facebook Messenfer Boot bir sonraki seyahatiniz için uçak biletinizi rezerve ettirebiliyor. Eh, o halde neden bir başka yapay zeka gardırobunuzda ya da buzdolabınızda neye ihtiyacınız olduğunu, henüz siz fark etmeden size söyleyemesin?

 

Tek ihtiyaç, heybetli data setlerinden kişisel alışveriş alışkanlıklarını, ürün tercihlerini ve alışveriş zamanlamalarını hesaplamak; bunun yanında, tüm rakiplerinizden daha düşük fiyatlar önerebilmek ve stokunuzu her daim yeterli kılabilmek. Çocuk oyuncağı!

 

Karmaşık görünen süreç aslında okunduğu kadar dolambaçlı değil. En azından ne yaptığınızı biliyorsanız. Perakende devlerinin uzunca bir süredir, yapay zeka algoritmalarını kullandığını göz önünde bulundurursak, iş seyahatine çıktığınızda telefon şarjınızı unuttuğunuzu fark ettiğiniz an, en uygun fiyatla kapınızda bitecek bir şarj aletine ve yanında satıcının ihtiyacınız olabileceğini düşündüğü kulaklık ve bilumum yan ürünlere paket fiyatından ulaşmanıza çeyrek var.

 

*Düşünüyorum öyleyse varım.