NYFW İlkbahar 2015 | İstanbul Moda Akademisi
 

İMA'da Yaşam

 

NYFW İlkbahar 2015

Bu sezon kulağınıza aşina olmayan isimleriyle öne çıkan New York Moda Haftası tüm hızıyla devam ederken, zamanı geldiğinde hatırlamanız gereken tasarımcılar listesi için okumaya devam ediniz. Ve devamı için sayfanızı güncellemeyi unutmayınız.

 

REEM ACRA

 

Hayır, couture sezonuna henüz var fakat bu yazın çoğunu haute couture başkenti Paris’te geçiren Reem, detayların izinden gidiyor ve ortaçağ işçiliğiyle giyinebilecek modern bir kadın hayal ediyor. Aydınlanma çağlarının zanaatını 1930,1940 ve 1950’lerin siluetlerine karıştıran tasarımcı dekoltenin gücünü de yadsımıyor.

 

RAG & BONE

 

Moda dünyası her ne kadar merkezinde değişimi dayatsa da aslında değişmeyen kurallarıyla ve ardından bu kuralları yıkışıyla ünlüdür. Bu kurallardan biri de NYFW’de Pazartesi saat 20:00’nin Marc Jacobs’a ait olmasıdır. Bahsi geçen kuralların yıkılışı bu kez Rag & Bone tarafından geliyor ve marka MJ’in yerini alıyor. Tasarımsal taraftaysa sadece çizgiler ve fonksiyonel silüetler başrolü kapıyor.

 

THE ROW

 

Tasarımcılığı en popüler mesleklerden biri olduğu günümüzde, oyunculuktan moda haftalarına olan yolculukların kuşkusuz en başarılılarından biri Mary Kate ve Ashley Olsen kardeşlere ait. Bahar için tasarladıkları koleksiyon, marka kimliklerinden beklenebileceği kadar sade ve snob. Her zamankinden farklı bir saflık içeren koleksiyon için ikizlerin anahtar kelimesi ham ipek.

 

 

 

ZAC POSEN

 

Project Runway gibi ABD’nin ‘blockbuster’ televizyon programıyla gözümüzdeki yerinden farklı diyarlara yol alsa da, New York Fashion Week sayesinde bir dahi olduğunu yine yeni yeniden hatırlatıyor Zac. Klasisizm ve seksiliği aynı cümlede kullanmakla kalmayıp aynı koleksiyona da yayan tasarımcı bu bahar her zamankinden daha rahat siluetlere sığınıyor.

Tam da moda sahnesindeki teatral anlatımların geçmişte kaldığını düşünmeye başladığınız anda Tom Browne, sürrealizmin en extravagant yaratımlarıyla podyuma yolluyor modellerini. 2015 için tasarımlarındaki abartı bu kez kumaşların ta kendisinde gizliydi ve daha ‘anlaşılabilir’ bir çerçeveyle ve Diane Keaton’ın sesiyle izleyicisine sunuldular.