
İstanbul Fashion Incube adıyla karşımıza çıkan moda girişimciliği, ilk etapta anlamlandırması zor bir kavram olabilir. Gelecek vadeden moda tasarımcılarına destek veren merkezi yakından tanımak için Fatma İzci ve Ecem Bayar, Proje Yöneticisi Başak Demir Onay ile İstanbul Fashion Incube, Türk ve üniversite modası hakkında konuşuyorlar.
Röportaj: Fatma İZCİ & Ecem BAYAR
İstanbul Fashion Incube projesinden biraz bahseder misiniz?
İstanbul Fashion Incube, yetenekli ve gelecek vadeden moda tasarımcılarına profesyonel kapsamda destek vermek amacıyla yola çıkan Türkiye’nin ilk moda girişimcilik merkezidir. Kendi markalarını geliştirme potansiyeline sahip moda tasarımcılarına, yaşamsal güç sağlayarak markalaşmalarına destek veren merkez, tasarımcıların ulusal ve uluslararası platformlarda rekabet edebilme gücünün kuvvetlendirilmesini hedeflemektedir. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği yürütücülüğünde ve İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle Ocak 2013’te hayata geçen İstanbul Fashion Incube, tasarımcılar için bir yaşam kozası olarak tasarlanmıştır.
Merkez nerede yer alıyor, fiziksel olarak kullanıcılarına neler sunuyor?
Nişantaşı’nda 400 metrekarelik alana kurulan merkez bünyesinde; materyal kütüphanesi, kalıp, dikiş, kumaş baskı atölyeleri, fotoğraf stüdyosu, showroom, workshop alanı ve tasarımcı ofisleri yer alıyor. Yetenekli tasarımcılara markalarını güçlendirmek üzere benzersiz destekler sunan merkez, bu anlamda, tasarımcılara çalışabilecekleri bir ofis, İstanbul’da modanın kalbi olarak nitelendirilen Nişantaşı’nda showroom imkanı, özellikli kumaş ve materyalleri yakından inceleyebilecekleri materyal kütüphanesinden faydalanma imkanı veriyor.
Peki, tam olarak hedef kitlesi kimler?
Kendi markalarını kurmuş yetenekli moda tasarımcıları diyebiliriz. Biz burada onlara deneyimlerini güçlendirmeleri, markalaşmalarının sağlanması ve iş planlarının oluşturulması konularında uluslararası uzmanlar tarafından danışmanlıklar veriyoruz.
Yeni bir oluşum olmasına rağmen İstanbul Fashion Incube meyvelerini de vermeye başladı aslında…
Evet, 2013 yılında merkez kapsamında yer alan 10 tasarımcı 7-11 Ekim 2013 tarihleri Mercedes Benz Fashion Week İstanbul’da stüdyo sunumu ve defile yapma imkanı, 27-30 Eylül 2013 tarihleri arasında Paris Sur Mode fuarında ve 25-28 Ocak 2014 tarihleri arasında Paris Who’s Next fuarında ürünlerini sergileme imkanına sahip oldular.
Bu arada Yeni Moda Girişimcileri Programı’ ndan da bahseder misiniz?
Yeni Moda Girişimcileri Programı, ticari gelişimlerinin ilk evrelerinde olan moda tasarımcılarının markaları analiz edilerek gelişimlerine katkıda bulunmak, uluslararası moda sektöründe yer almaları için destek sağlamak ve iş yapılarına ticari bir bakış açısı getirerek yeteneklerinin finansal kazanca dönüştürmelerine yardım sağlamayı amaçlar.
Markasının temellerini atmış, yaratıcılığını ve sürekliliğini ispatlamış, bunu ticari iş zekasıyla destekleyebilen tasarımcı markalarına birebir danışmanlıklar verilerek uluslararası platformlarda güçlü bir şekilde yer almalarına hazırlık sağlayan bir program.
Destek verilen 10 ismi belirlerken hangi kriterleri göze önüne aldınız?
Yaratıcılık, özgünlük, vizyon, teknik, yetenek ve ticari anlayış
İstanbul Fashion Incube’u nerelerde göreceğiz?
İstanbul Fashion Incube merkez kapsamında desteklediği tasarımcılarla birlikte Mercedes Benz Fashion Week İstanbul’da ve yurtdışında farklı ticari platformlarda görmeye devam edeceğiz.
Türk modasını uluslararası düzeyde nerede görüyorsunuz?
Türk modası uluslararası arenada gittikçe güçlenen, farklı yeteneklerin dinamizminin kıpırtılarının hissedildiği bir yolda ilerliyor. Dünyanın en önemli hazır giyim fuarlarından Who’s Next Paris’in Temmuz 2014’te Türkiye’yi konuk ülke seçmesi de bu yükselişin bir göstergesi.
Moda sektörünün eleştirdiğiniz yanları var mı?
Eleştirmekten ziyade, uluslararası pazarlarda güçlü bir şekilde yer almak için lokal tasarımcılar arasında daha fazla dayanışmanın sağlandığı projelerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İstanbul Fashion Incube projesi sayesinde merkez kapsamında desteklediğimiz tasarımcılar arasında büyük bir bağ, dayanışma ve kolektif çalışma örneği oluşturduk. Umarım bu güçlü bağ örneği birçok çalışma disiplinine örnek olur.
En beğendiğiniz tasarımcılar kimlerdir?
Uluslararası olarak Hüseyin Çağlayan, Rodarte ve Josep Font (Jesus del Pozo markası tasarımcısı) Türkiye’den Maid In Love ve Ece Gözen.
Gelecek sezonda öne çıkacak parçalar sizce neler olacak?
Chanel’in son haute couture defilesinde de gördüğümüz üzere şık veya spor fark etmeden her türlü kıyafetle kombinlenen spor ayakkabılar. Oversize paltolar ve sweatshirtler.
Bir kadının gardırobunda olması gereken 3 parça nedir?
Tabii ki her türlü durumda size kurtarıcı olacak siyah bir elbise, iyi kesimli bir ceket ve sezonun rengine uygun bir pantolon.
Sizce gençlerin ve özellikle öğrencilerin moda üzerinde etkileri neler?
Öğrencilerin kendi aralarında oluşturdukları dil ve giyim tarzı birçok kez moda trendlerinde belirleyici oldu. Gençlerin kuralların dışına çıkabilmeleri, bariyerleri ortadan kaldırabilmeleri ve yaratıcı süreçlerinde sınırsız bir vizyona sahip olabilmeleri dinamik öğeler barındıran moda sektörü için kuşkusuz büyük bir etki.
Üniversite ve kampüs hayatı yaratıcılık sürecinde ilham kaynağı olabilir mi?
Üniversiteler ve eğitim kurumları ilham kaynağı olmaktan ziyade size ilham kaynaklarınızı bulmanızda yardımcı olacak çok kapasiteli ve değerli uzmanlara sahip. Gençlerin ilham sürecinde en önemli cevherlerden biri kütüphanelerdeki kaynaklardan araştırma yapabilme olanakları. Moda tarihinin dününü incelemeyen bir kişinin geleceğini yaratması çok zor. Proje destekçi kurumlarımızdan İstanbul Moda Akademisi’nin zengin kütüphanesinden ben her zaman faydalanıyorum ve gençleri de araştırmaya yapmaya teşvik ediyorum.
Böyle başarılı bir girişimcilik projesinin yöneticisi olarak moda alanında ilerlemek isteyen öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Bol bol araştırma yapmalarını, moda tarihini öğrenmelerini, önemli moda tasarımcılarının biyografilerini okumalarını ya da filmlerini izlemelerini tavsiye ederim. Özellikle yaşadığımız şehirde birçok sergi gezmenin, güncel sanatı takip etmenin onların yaratıcı süreçlerini güçlendirebileceğini düşünüyorum. Moda dünyası çok hızlı değişiyor, kalıcı olmak için yaratıcılığın yanı sıra girişimci ve cesur olmak ve ticari bir bakışa sahip olmak da çok önemli.