Kırmızı tabanlarıyla her kadının gardırobundan ziyade arzularına taşınan Christian Louboutin “Ayakkabı sadece bir tasarım değildir. Aynı zamanda vücut dilinizin bir parçasıdır. Nasıl hareket edeceğiniz size ayakkabılarınız tarafından dikte edilir.” diyor. Ve birkaç kelimeyle aslında ayakkabı tasarımının özetini yapıyor. Stilinizi tanımlamanın yanında moda tasarımının meziyetlerine ek olarak anatomik açıdan da fiziksel etkilerine maruz kaldığımız bir dünya söz konusu. İnsanoğlu medeniyetle buluştuğundan beri kullandığı ayakkabıları dönemlere göre değiştirdiği formları ve geçirdiği evrimler göz önünde bulundurulduğunda mesleğin adaylarını geniş bir bilgi ve zanaat birikimi bekliyor. El yapımı metotlarıyla başlayan yolculuk seri üretime doğru ilerliyor ve tabii bu yolculukta ökçeler de yükselip alçalıyor. Tasarım fikirleri nasıl geliştirilir? Dijital çağın sunduklarını göz önünde bulundurarak illüstrasyonlar nasıl yapılır? Tasarım gerçeğe nasıl dönüşür? Koleksiyonun hikayesi nasıl örülür? Ve tabii ki bir sonraki trendler nasıl öngörülür gibi soruların arasında alıcısına iyi hissettirecek tasarımlar yapmakla yükümlüdür ayakkabı tasarımcısı. Yine Louboutin’in sözleriyle bitirirsek “Bir ayakkabı sadece yürüyüş aracı olmaktan çok daha fazlasını vadeder. Ve unutmayın, kıyafetlerinizi siz taşırsınız ama ayakkabılarınız sizi taşır.”