
Geçtiğimiz Perşembe kapanışını Ralph&Russo’yla yapan Paris Haute Couture haftası, kafalarda azami soru işaretlerine, yüzlerde yer yer gülümsemelere, yer yer de tarifi pek mümkün olmayan kas reflekslerine sebebiyet verdi. Tepkiler ve yorumlar alışılageldiği üzere birbirinden farklı kutuplarda seyretse de, bu kez ‘couture’ şovlarının alışılmışın çok dışında seyrettiği ortak söylemlerdendi. Yerinize sıkıca oturun, gözlerinizi dört açın ve yargılamaktan imtina ederek önümüzdeki sezonun ‘Haute Couture’ trend raporuna buyrun…
Düzleşin
Spor ve ‘couture’ü aynı cümlede kullanmak size ne kadar imkansız görünüyor? 21. yüzyılda imkansızlığın imkansız olduğuna hala inanmıyorsanız, Karl Lagerfeld ve Raf Simons sizi inandırmak için kolları sıvadılar. Paris Haute Couture için sundukları şovda, modellerini spor ayakkabılarla yürüten Chanel ve Dior, bilineni değiştirme konusunda en radikal adımı olabilecek en rahat ayakkabılar içinde attı. Tabii renk uyumuna azami dikkati göstermek koşuluyla… Ökçeleri törpüleyenler arasında moda sahnesine geri dönüşü vesilesiyle heyecanla beklenen defileler arasına adını yazdıran Schiaparelli de vardı. Yere sağlam basmak için yeterli sebebe sahipsiniz.
Modern zamanlar Tanrıçası
Klasikten yolunu ayırmayanların radarında bu sezon Antik çağlar ve tanrıçaları vardı. Beklenildiği üzere Atelier Versace ilhamını modern zaman tanrıçalarından alıp, ilahı varlıkları giydirmeyi kutsal görevi kabul etti. Bu durumda Lady Gaga’yı da tanrıça saymalı mıyız? Görev tanımını siz yapın. Alexis Mabille de Yunan tanrıçalarının bitmeyen ilham denizinde yüzme kararı alan tasarımcılardandı. Heykelsi silüetler ve beyaz kıyafetler içerisinde yürüyen modellerin hangi tanrıça olabileceğini bulmak bir önceki sorudan daha kolay olacaktır.
Plié, Chassé, Jeté
Geçtiğimiz sene Riccardo Tisci’nin Marina Abramovic iş birliği sonunda bale kıyafeti tasarlamasıyla sinyallerini aldığımız trendlerden biri de kuşkusuz büyük tütüler ve bale pabuçlarıydı. Ve çanlar Haute Couture haftası için çaldı. Julien Fournié kelimenin tam anlamıyla bir balerinin gardırobunu dağıtmış ve en sevdiği parçaları podyuma yollamıştı. Hollandalı ikili Victor&Rolf da ilhamı dans stüdyosunda bulan tasarımcılardandı. Tabii oldukça farklı sonuçlar vermesi kaydıyla…