
Ardı ardına gelecek sezonun trend kartlarını açacak olan haftalar silsilesi malumunuz birkaç gün önce start verdi ve açılış tabii ki yeni dünyadan başladı. Her moda kentinin nevi-şahsına münhasır aroması ve misyonu içerisinde New York, hızlı, şehirli ve yenilikçi olmaya devam ediyor. Deneysel moda algısını ticari bir bakış açısıyla gözlemlemeye çalışan yeni moda tasarımcılarına NYFW bu sezon 18 yeni isim daha ekliyor. Ve Riccardo Tischi’nin arsız adımıyla listesine lüks bir moda evi daha katıyor. Tabii Givenchy’nin namıdiğer #family’si de beraberinde New York’a transfer oluyor.
Bu sezon catwalk’da 10. yılını kutlayan Adam Lippes, sade ama bir tutam parıltılı estetiğinden vazgeçmiyor. Pijama pantolonlar, kitten heel’ler, düz sandaletler ve bol kesimler Adam Lippes safında minimal ve oldukça rahat geçecek bir sezonu müjdeliyor.
Tarihler manidar bir şekilde 11 Eylül’ü gösterdiğinde, Givench şovunun kapılarını tüm New York sakinlerine açıyor. Tischi’nin, gün batımına denk gelen ilk New York şovunun açılışını kadim dostu Marina Abramovic ve ekibi bir performans gösterisiyle açıyor ve şov vakti geldiğinde podyumda ilk boy gösteren yine Givenchy aile fertlerinden Mariacarla Boscono oluyor. Givenchy önümüzdeki sezon tüm renklerinden arınıyor. Her şey sadece siyah ve beyazın hükümdarlığına boyun eğiyor ve dantel işlemeler saten dokularla sunuluyor. Kaşsız makyaj da Givenchy safında oyuna geri dönüyor tabii bu sadeliğe şovun ikinci yarısındaki Givenchy maskeleri bir son veriyor.
Rihanna’nın muşhur ‘naked dress’inin ardındaki isim Adam Selman, önümüzdeki sezon, beyaza, denime ve sakin printlere teslim oluyor ve çıplaklık seviyesini düşürüyor.
Creatures of Comfort’ın tasarımcısı Jade Li, geçmişe hızlı bir yolculuk yapıp Le Corbusier ile bir akşam yemeğinde buluşuyor. Ve yeni sezon şovunun prin’tlerini ünlü mimarın işlerine adıyor. Baharat olarak da bolca denim kullanıyor.
Eski olan her şeye yeni sıfatını takan Halston Heritage geçmişe yolculuğunda pastel renkleri ve Havana’nın umursamaz, heyecanlı tavrını karışıma entegre ediyor. 70’ler alametifarikası bel kemerlerini, gözlüklerini, saç aksesuarlarını , şapkalarını, platformlarını, tulumlarını itinayla geri getiren modaevi önümüzdeki sezona azami miktarda hedonizm katacak.
Her sezon bir tema dahilinde tasarımlarına yön veren M Missioni (hatırlamayanlar için geçtiğimiz senelerde, Texas, Shanghai ve Kırmızı Başlıklı Kız temaları işlenmişti) bu sezon moda sirki söylemini tasarımlarına taşıyor. Haliyle modaevinin tasarımları olabildiğince renkleniyor. Tabii markanın alametifarikası örgüleri de bu yeni renk paletinden nasibini alıyor.
Protagonist bu sezonun kreatif direktörsüz sunum yapan markalarından biriydi. Ve geçtiğimiz ekip geçtiğimiz sezon aynı durumdaki Gucci’nin başarısının dengi bir başarıya imza attı. Estetik temellerini göz önünde bulundurarak, kumaş kalitesine odaklanan ekip telaşsız bir koleksiyona imza attı. Koleksiyonun yüzü olarak Amanda Murphy’i seçen marka, sezonun trendine ayak uydurup toprak tonları ve siyah üzerinden ilerliyor.