
Dünya üzerinde 138 moda haftası var; her birini takip etmek için gereken zamanı sizin matematiğinize emanet ediyoruz. Geçtiğimiz haftaysa sıra İstanbul’daydı. Toplamda 22 defilenin ve 24 stüdyo şovuna ev sahipliği yapan MBFWI, bu kez yeni alanında Antrepo 7’de yapıldı. Gamze Saraçoğlu, ultra şık sweatshirt’lerini farklı dokularla birleştirdiği bir defile hazırladı, Maid in Love’sa tasarıma duyduğu aşkla bu kez gezegeni kurtarıyordu. Tabii ayakkabı aksesuarları ve üzerinizden çıkarmak istemeyeceğiniz bomber ceketlerle. Gül Ağış, Luc Von Siga çatısı altında, Osmanlı motiflerini grafitiyle birleştirdi. Ece Gözen, 3D desenlerini sezonun vazgeçilmezleri bomber ceketlerin üzerinde sundu. Özlem Kaya keskin çizgilerin peşinden giderken Özgür Masur semi couture koleksiyonunda moden kadının kodlarını yine yeni yeniden sıralıyordu. Zeynep Tosun ise karanlık bir romantizmi çiçek aplikeli tasarımları vasıtasıyla duyurdu. Giray Sepin, geleneksel referanslarını çok kültürlülükle harmanladığı koleksiyonunda yeniden çağdaş bir görünüme ev sahipliği yaptı. Erkek modellerinin İstanbul sahnelerinde görmeye alışık olmadığımız makyajı ise, bu sezon boyunca birçok podyumda sorgulanan androjenliğe ve cinsiyetlerin çarpışmasına gönderme gibiydi. Siyah, beyaz ve gri skalasında ilerleyen Burçe Bekrek, kışın renklerine saygı duruşunda bulup giyilebilir bir koleksiyon sundu. Sıcak tonları renk paletine entegre eden Niyazi Erdoğan, matematik ve geometri göndermeli koleksiyonunda şehirli erkeğin ‘nerd’ tarafına değiniyordu. Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’un son günü ise, ilk defa koleksiyonlarını sunan, Bashaques’la açıldı. Bauhaus ilhamlarını beyaz gömlek tasarımlarına yansıtan White Posture şovu aynı zamanda Devlet Opera ve Balesi’nden dansçılar eşlik etti. Gülçin Çengel’in tasarımlarıysa Patagonia seyahatinde çektiği fotoğrafları ilhamda sahnede yürüdü. Kapanış ise Les Benjamins şovuyla yapıldı, Balmain defilesinde de yürüyen Dudley O’Shaughnessy bu kez İstanbul’da Les Benjamins şovundaydı.