Zenginlik artık ne kadar para kazandığınla değil, ne kadar parayı sosyal amaçlar için verebildiğinle ölçülüyor. Bunun için The Giving Pledge’e bakmak bile yeterli. Hal böyle olunca da statünün pahalı arabalar (elbette Tesla hariç), marka kıyafet ve aksesuarlarla kazanılamayacağı da çok açık. Evet; bazılarının hoşuna gitmeyecek ama “neye” sahip olduğumuzun önemi git gide azalıyor ve sahip olduklarımız yerini “kim olduğumuza” bırakmaya hazırlanıyor. Nitekim hiç olmadığı kadar çok kendi özümüze dönmeye çalışıyor ve hiç olmadığı kadar çok kendimizin en iyi versiyonunu yaratmak için çabalıyoruz.

Günümüzün kendini gerçekleştirmek isteyen tüketicisine, “Quintessential Selfer” deniliyor. Onun için statü sembolü, kişisel gelişimine, mutluluğuna, ruh ve beden sağlığına katkı sağlayan, tercihen sosyal medyada paylaşılabilir, hikayesini anlatabileceği deneyim ve ürünlerin ta kendisi. Üstelik bunların öyle çok pahalı olmasına da gerek yok. “Muhtemelen bilmiyorsunuzdur” diyebilsin yeter!

Peki iş dünyası değişen bu tüketici davranışlarına nasıl karşılık veriyor? Örneğin Londra’daki Barts adlı bar, mutluluğu artıran, odaklanmaya yardımcı olan ve rahatlamayı teşvik eden kokteyl alternatifleri sunuyor. Müşteriler, kalsiyum ve magnesium açısından zengin, papatya ve lavanta gibi rahatlatıcı etkiye sahip malzemelerle hazırlanmış “Relax” adlı kokteyli yudumlayarak stresten uzaklaşıyor ve mutluluğuna mutluluk katmanın keyfini çıkarıyor . “Ben Relax içiyorum, ya sen?” paylaşımını ben Instagram’da görür gibiyim, ya sen?
Mandarin Oriental Barcelona da kendini gerçekleştirmek isteyenlerin, Marathon koşma sevdasını keşfetmiş gibi görünüyor. 2016’da satışa sundukları marathon paketi ile misafirler otelde sadece konaklamadı, aynı zamanda  uzmanların işbirliği ile hazırlanan beş günlük özel antreman programından ve kişisel koçluk hizmetinden faydalandı, özel bir koşu T-shirt’ünün sahibi oldu ve koşunun yorgunluğunu enfes bir masaj ile attı. Otel sunduğu tüm bu hizmetlerle, sporcuların 41 kilometrelik koşuda daha iyi performs göstermesine katkı sağladı ve yarış sonrasında da rahatlamasına imkan vererek, trendlerin nasıl iş fırsatına dönüştürülebileceğini gösterdi.

Bakalım paylaşım ve deneyim ekonomisi bize daha neler gösterecek. Bekleyelim, hep beraber görelim.