
Alışveriş koliklerin harcamalarını kontrol altına almasını sağlayan çantalardan, yaşlanmayı geciktiren elbiselerden ve duygu durumumuzu ölçen yüzüklerden sonra, şimdi sıra geldi karbon ayak izimizi hesaplayan bilekliklere…
Hepimizin bildiği gibi dünyadaki doğal kaynaklar giderek azalıyor ve ilkim değişikliği, gezegenimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Gelecek nesillerden ödünç aldığımız dünyayı korumanın en iyi yolu ise, sorumlu üretim ve sorumlu tüketimden geçiyor. Markalar, çevreci iş uygulamalarına yatırım yapmaya devam ederken, “batsın bu dünya” demeyen tüketiciler de kendi yaşam biçimlerini gözden geçiriyor; alışkanlıklarını değiştiriyor. Kimisi aldığı duşun süresini kısaltıyor, kimisi plastik poşet yerine bez çanta kullanmaya başlıyor, kimisi ise alışverişlerinde çevreci ürünler tercih ediyor…
Sürdürebilirlik konusundaki farkındalık her geçen gün biraz daha artıyor, ama kabul etmek gerekir ki bazı kavramlar oldukça soyut kalıyor. Daha geniş kitleleri harekete geçirebilmek için bu soyut kavramları mutlaka anlamlandırmak gerekiyor. Thunderclap kampanyası ile görücüye çıkan “Worldbeing” bilekliği işte tam olarak bunu yapmayı hedefliyor. Bu ürün, gün içinde yediğiniz kırmızı etin, satın aldığınız çantanın veya kullandığınız elektriğin dünya üzerindeki etkisini gözle görülebilir hale getirmeyi, yarattığınız karbon ayak izini ve iklim değişikliği gibi kavramları somutlaştırmayı amaçlıyor.
Bir aplikasyona bağlı olarak çalışması planlanan Worldbeing, günlük yaşamınızdaki her aksiyonu çeşitli kaynaklardan topladığı bilgiler aracılığı ile izleyecek ve en olumsuz etki yaratan tüketim alışkanlıklarınızı tespit etmenizi sağlayacak. Örneğin evdeki elektrik ve su kullanımınızı takip etmek için faturalardan; araba kullanırken oluşturduğunuz ayak izini hesaplamak için ise Google Maps’ten yararlanacak. Carbon Trust ile işbirliği içerisinde geliştirilen Worldbeing, bunun sonucunda insanların kendi hayatlarında daha bilinçli seçimler yapmasına imkan verecek.
Dünyaya karşı işlenen günahları, anlık olarak insanın yüzüne vuracağa benzeyen bu giyinilebilir teknolojinin, 2017 yılında piyasaya sürülmesi bekleniliyor. Dünyayı kurtaracak adamların ve kadınların kolundaki vazgeçilmez aksesuar olur mu bilinmez elbette, ama sürdürülebilirliğe dikkat çekmesi açısından önemli. İster tasarımcı, ister üretici, ister tüketici olun; dünyaya saygıda kusur etmeyin; Vivienne Westwood’un sürdürebilirlik konusundaki öğüdüne kulak verin: “Daha az alın, iyi seçim yapın, uzun süre kullanın”.
Konuk Editör: Selda Susal