Sahtecilik ve kaçakçılık, 21. yüzyılın en büyük sorunlarından biri olarak nitelendiriliyor ve ne yazık ki ülkemiz bu konuda başı çekiyor. OECD’nin Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi EUIPO ile birlikte hazırladığı son rapora göre, Türkiye dünyanın en büyük sahte üreticisi Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor.

Batı Avrupa’da tüketicilerin %28’i bilerek çakma ve kaçak ürün satın alırken, Türkiye’de bu oran %58 seviyelerine çıkıyor. Başka bir deyişle, yasadışı ürün satın alanların büyük kısmı “en iyisini kullanıyorum” algısı uğruna bazen sağlığını riske atmayı, bazen de karizmasını çizdirmeyi göze alıyor. Sahte çanta alırken paparazzilere yakalanan ünlüleri şöyle bir hatırlayalım mesela…

Gümrüklerde en fazla ele geçirilen sahte ürünlere baktığımızda %29 ile aksesuarların başı çektiğini, bunları %27 ile saatlerin takip ettiğini ve %8’lik pay ile giyim eşyalarının ilk beş sahte ürün kategorisi içerisinde yer aldığını görüyoruz.

Dünya genelinde sahte, taklit ve kaçağın yaklaşık 1,8 trilyon Dolarlık bir piyasa haline gelmiş olabileceği tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 17,2 milyar Dolarlık bir sektörden söz ediliyor. Bu rakamlar gerçekten de dudak uçuklatan türden ve yasadışı ticaret ile mücadelenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.  Alibaba gibi bir platformun geçtiğimiz günlerde Louis Vuitton, Samsung,  Mars gibi 20 global marka ile sahteciliğe karşı işbirliği yapmaya karar vermesi, işte bu nedenle oldukça önemli bir gelişme.

Sahteden uzak, gerçeğe yakın günlere…

Sevgiyle kalın,

Selda Susal Saatçi