Bir Moda Direnişi | İstanbul Moda Akademisi

Bir Moda Direnişi

Son zamanlarda siz de İran’ı birçok farklı sebeple manşetlerde görüyorsunuzdur. İran’ın Türkiye’ye olan coğrafi ve kültürel yakınlığı sebebiyle orada olup bitenler bizi diğer ülkelere göre daha da çok ilgilendiriyor. Herkes İran’ın diğer gündem maddelerini konuşadursun, gelin biz, İranlıların yaşam tarzına ve renkli tarihine bir göz atalım.

İran halkı her şeye rağmen keyfinden ve lüksünden kolay kolay ödün vermeyen bir toplum. Özellikle kadınlar için alışveriş ve modayı takip etmek bir tutku. Dışardan görünenin aksine İran’da moda çok kısıtlı ve önemsiz bir konu da değil üstelik, ama gerçek şu ki sosyolojik bir hareket olarak ciddiye alınıp bahsedilmesi yeni bir mevzu.

İran’ın farklı etnik kökenlerden gelen, çeşitli tarzlarda geleneksel kumaşlarının ve kıyafetlerinin sayısı hayli fazla. Günümüzde pek tercih edilmese de, Kraliyet Ailesi XIX. yüzyıla kadar bu kıyafetleri giyiyordu.

Ta ki 1827 yılında Qajar Sarayı’na Avrupa’dan ilk misafiri gelene kadar.

Sultan, kadın misafirin elbisesinin sadeliğinden etkilendi ve bu olay değişim için bir başlangıç oldu. 1873 yılında dördüncü Qajar Padişahı Nasereddin Şah, Avrupa’ya seyahat etti ve moda ve kültüründen etkilenerek İran’ın modasına yeni bir soluk getirdi. Özellikle bale eteklerini beğenip İran’a getirmesiyle sarayda bu etekler geleneksel kıyafetlerin üstüne giyilmeye başladı. Qajar döneminde İran, en çok Fransız modasından etkilendi ve bu etki günümüze kadar süreklilik gösterdi.

Geleneksel ve Avrupa Tarzı Qajar kıyafetleri -1873

Naserredin Şah, modaya olan ilgisinden dolayı kızına sürekli Avrupalıların giyim tarzında kıyafetler giymesini tembih etti. Kızı Prenses Tajolsaltane eğitimliydi ve babasının makamını bir avantaj olarak kullandı. İran’ın ilk moda tasarımcısı adı altında tarihe geçti. Prenses, İran’ın geleneksel kıyafetleriyle Avrupa modasını harmanlayıp yeni bir tarz yarattı ve giyinmeyi özgürlük ve kadın haklarını savunma amacıyla kullandı. Ayrıca 1900 yılında prenses İran tarihinde alışılmışın dışında bir hareket yaptı. Dar ve açık renkte batı tarzında kıyafetler giydi ve modellik yaptı. Bu İranlı kadınlar için bir ilkti.

Prenses Tajolsaltane

Tarihçi Will Durant’a göre İran medeniyetinde kadınların hijab ve örtünmesi tarihin her sayfasında kendini gösteriyor. Bu nedenle İran’ı dünyaya yayılan ‘Hijab’in ana kaynağı olarak görebiliriz. Birçok tarih kitabı, şiirler, resimler ve heykellerde Pers’lerden önce bile kadınların çeşitli şekillerde örtündüğünü görmek mümkün. Lakin Qajar’lardan önce gelen Safeviler döneminde bu durum daha çok kendini göstermeye başladı. Haremde açık ve dışarda kapalı olmak İran’ın eski medeniyetlerinden beri vardı.

Başörtülü Pers Prenses Heykeli

Qajar’lardan sonra gelen Rıza Şah, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’deki modern reformlarından etkilenerek, 8 Ocak 1936’da Kashf-e Hejab yaptı ve herkesin resmi bir şekilde giyinmesini ve şapka takmasını istedi. Rıza Şah döneminde devlet dairelerinin ve askeriyenin kıyafetleri Almanya’dan alındı.

Kashf-e Hejab

1941 yılında Rıza Şah’ın ardından, oğlu Muhammed Rıza Pehlevi’nin yerine geçmesi ve İran’ın işgal edilmesi de modayı etkiledi. Askeri kıyafetler Amerikan ordusunun üniformalarından kopyalandı.

Muhammed Rıza Şah’ın dönemi İran’ın her konuda, ama bilhassa modada Batı’dan en çok etkilendiği dönemdir. Halk modayı Batı’dan gelen dikiş dergilerinden, devletin resmi yayınlarından ve özellikle televizyondan takip etmeye başladı. 1978 yılında Miss İran seçildi ve ülkenin en meşhur kadın dergisinin kapağı oldu.

Miss İran (1978)

İranlı kadınların güzelliği Batı tarafından yakından takip ve takdir ediliyordu. Bir dönem güzelliği ve stiliyle herkesin gözünü kamaştıran İran’ın kraliçesi Sürreya’nın, Christian Dior tasarımı gelinliği bu karelerden sadece biri. Kraliçe o dönemde Fransız dergilerine bile kapak olmuştu.

Kraliçe Sürreya’nın Christian Dior Gelinliği

Şah’ın Süreyya’dan sonraki mimar eşi Şahbanu Farah da zarif ve şık tarzıyla tanınırdı. Düğününde arkadaşı Yves Saint Laurent imzalı bir gelinlik giyen Farah Diba, bugün bile katıldığı davetlerde kendinden bahsettiren, tasarımcılarla yakın ilişki içinde olan biri.

Farah Diba’nın YSL Gelinliği

Halk kıyafetlerini Avrupa’dan ürün getiren butiklerden veya özel dikim terzilerden temin ediyordu. Terziler neredeyse her mahallede vardı, ama butikler alt kesimin pek uğramadığı popüler caddelerde oluyordu. İnsanlar bu caddelerde şık kıyafetleriyle yürüyerek boy gösteriyorlardı. Bu olay halen bile İran’da gençler arasında çok yaygın.

İran’ın 1977 yılında sokak modası

70’lerde üniversiteli gençler

1979 devrimi ve sekiz senelik Irak savaşından sonra, şu an bile en popüler kıyafet olan manto giyilmeye başladı. Rahat, kullanışlı ve daha modern olmasından dolayı halk bugün bile mantoyu tercih ediyor. Her koşulda kadınlar modayı takip etmekten vazgeçmedi.

Bugün artık ev ve sokak arasında giyim değişmiş durumda. Kadınlar evlerde, özellikle davetlerde son derece şık olmaya özen gösteriyorlar. Hint, Türk ve Hollywood filmlerinden modayı takip ediyorlar. Uydu anteni sayesinde diziler, filmler sosyal hayata karıştı ve üzerine konuşulmaya başlandı. Manto tasarımlarında farklı stillere uygun bir sürü alternatif bulmak mümkün artık.

Yeni nesil manto tarzları

XXI. yüzyıl dünya için olduğu gibi, İran için de yepyeni bir çağ demek. İnternetle beraber İran da her sezon trendleri takip etmeye başladı. Mantoların çeşitliliği son yıllarda İran’da inanılmaz bir boyuta ulaştı. Her sezon bir yenisi daha eklenerek, diğer modası geçmiş mantoların yerini tutuyor. Bazı gençler yurtdışından aldıkları gömlekler veya elbiseleri manto yerine kullanmaya başlayınca, sadece mantolar için moda tasarımcıları belirmeye başladı. Bu yeni nesil tasarımcılar ürünlerini Facebook ve Instagram’dan pazarlayıp satıyorlar. Bugün İran’da bütün kıyafetler ve özellikle mantolar için, Türk ürünleri kalite ve çeşitlilik açısından hep birinci tercih olmaya devam ediyor.

İran’ın kendi modasını yaratması için zengin kültürü, doğal kaynakları, yaratıcı insanları ve üretimde kendi ayakları üstünde durabilmesi büyük bir fırsat.

Gençlerin doğru eğitim almaları, tarihi araştırmaları, kendi kimliklerini bilmeleri ve ülkenin değerlerini öğrenmeleri çok basit bir başlangıç. İran gibi sanat ve edebiyat da çok gelişmiş bir ülkenin moda için yeterince altyapısı olduğu bir gerçek. İran gibi sürekli gündemi değişen ülkeler için moda, sadece bir an duraklayıp düşünüp, yeni çarelerle daha da güçlü şekilde yola devam etmekte.

Mina Orandı