
Avrupa’ya seyahat ettiğimizde ilk dikkatimizi çekenlerden birisi her yaş grubundan insanın bisiklete biniyor olmasıdır kuşkusuz. İşe veya markete giderken, çocukları okula götürürken büyük çoğunluk bisikleti tercih eder. Hatta Kuzey Avrupa’da çoğu ailenin günlük kullanım için otomobili yoktur. Mesela Danimarka hükümeti bisiklet kullanıcıları için vergi indirimi yapar.
Peki dönelim İstanbul’a… Sizce bisiklet ulaşım aracı olarak kullanılabilir mi? Ama bisiklet yolu yok, ama tehlikeli, ama kalabalık, ama mesafeler uzak, ama çok araba var…
Tüm bu olumsuz önermelere rağmen benim cevabım, yine de evet! Yaşamımın geçtiği çemberin bisiklet kullanımına son derece müsait olmasının da payı var elbette. Bağdat Caddesi’nde oturup, Kadıköy ve Boğaz hattındaki yerlere bisikletle çok rahat ulaşabiliyorum. Katlanan bisikletim sayesinde toplu taşıma araçlarına her saat binebiliyorum.
Bisikleti yaşamımın bir parçası haline getirmeye çaba gösterdiğim için, karşıma çıkan minik problemler beni yolumdan alıkoymuyor. Üstelik şunu da ekleyeyim, bisiklete binince etrafta ne kadar çok bisikletli olduğunu da görüyorsunuz. Algıda seçicilik! Arabalar birbirlerinin üzerine sürerken bisikletliler selamlaşıyorlar. Bakın, bu bile bisiklete binmeniz için bir motivasyon olabilir.
En azından binebileceğiniz düz mesafelerde ve maksimum 5 km olan rotalarda mutlaka bisikleti tercih edin. Hem park derdi yok hem trafikte sıkışmış arabaların arasından geçince kendinizi gerçekten özgür hissediyorsunuz. Çevremde bunu yapanların arttığını gördükçe de mutlu olduğumu eklemeliyim.
Peki gelelim asıl soruya; Ben ve benim gibiler, işe giderken hem şık giyinip hem de bisiklete binebilir miyiz, yoksa bu bir hayal mi?
Buna da cevabım, evet! Şık giyinmek denilince nedense herkesin aklına ilk olarak etek veya elbise geliyor. Bana en çok sorulan sorulardan birisi bu, “Etekle bisiklete nasıl biniyorsun?” Benim işim kolay; zaten etek giyen birisi değilim. Ama eğer mutlaka etek giyeceksem, o gün de bisikletle değil, toplu taşıma ile gidiyorum. Eğer çok çok gerekliyse de arabamla gidiyorum. İnanın, bisiklet üzerinde şık olmak için ekstra bir çaba sarf etmenize gerek yok!
Size neler tavsiye edebilirim?
Bisikletinizin arkasına bir heybe çantalardan koyarak yedek kıyafet taşıyabilirsiniz mesela. Yazın yedek bir tişört, kışın ise ekstra bir kazak olabilir bu pek ala. Kış aylarında layering, yani kat kat giyinmenizi tavsiye ederim. “Ya üşürsem?” diye kalın bir kazak ve mont giyerseniz terleyebilirsiniz. Ama katmanlar yaratarak kontrollü bir şekilde ısınmanız mümkün.
Siz bir başlayın, bu kıyafetleri mevsimine göre nasıl ayarlayacağınızı tecrübe ile mutlaka öğreniyorsunuz zaten. Herkesin vücudunun tepkisi farklı. Bir iki ufak hatadan sonra kesin öğreneceksiniz, bana güvenin!
Dünya para verip aldığınız gösterişli ayakkabılarınızı kullanmanızı tavsiye etmem. Çünkü pedallar ayakkabıların üstünü parçalıyor. Ben daha çok biker bot giyiyorum, ama kısa mesafe pedallayacaksam, ne yalan söyleyeyim, o cici ayakkabılarımı da hiç çekinmeden giyiyorum.
Hadi artık siz de İstanbul sokaklarına bisikletinizle çıkın! Sayımız arttıkça daha çok insan bisiklete binmek isteyecek; göreceksiniz. Bisikletin hafta sonu ormanda veya sahilde binilen bir hobi olmadığını, trafikte vakit geçirmek istemeyenler için harika bir alternatif olduğunu ispatlayalım.
Zehra Bural
Modada Blog Yazarlığı ve Sosyal Medya Mezunu
Instagram: instagram.com/istanbulcyclestyle
Twitter: twitter.com/istcyclesyle
Facebook: facebook.com/Istanbul-Cycle-Style