Moda sektörüne adım atmaya karar verdiğimde, yalnızca planlama yapmanın ötesinde, birden fazla kriterin bir araya gelmesi gerektiğini fark ettim. Çalışmak, istemek, bu sektörün ihtiyacı olan, en azından bir açığı kapatabilecek yeteneğe sahip olmak ve bolca şans… Bu bağlamda, İMA, verdiği eğitimlerin yanı sıra, tüm bunlara sahip olup nereden başlayacağım konusunda çok iyi bir rehber oldu. Bu sektördeki başarılı herkesin yolu, ister öğrenci, ister eğitmen olsun, bir şekilde İMA’yla kesişiyor, kesişmeli diyebilirim. Çünkü; İMA, öğrencilerine sadece eğitim değil, bu sektörde kendilerine yer bulabilmeleri için oldukça büyük bir destek sağlıyor. Yurtdışında kısa süreli programlarda bu desteği bulabilmek oldukça zor… Her dersin başlı başına bir proje olduğu İMA’da, ne kadar çok projenin içinde yer alırsanız, o oranda fırsat yakalıyorsunuz.
Ben ‘styling’ alanında uzmanlaşmaya yolunda ilerlerken, ister daha özgür hareket edebildiğim editoryal bir çekim olsun, ister marka hedef ve vizyonu gibi kriterleri ön planda tutmak durumunda olduğum reklam veya kampanya çekimi olsun, görsel algımı beslemeye özen gösterdim. Bu da sektörün, online kaynaklar sayesinde erişilebilir olmasıyla kolaylaşıyor, haliyle. Dergiler, defileler…vs. hep elimizin altında, hatta ilham alabileceğiniz online sanat galerileri bile bulmak mümkün… Ama tabii, ilham kaynaklarını seçebilmek, onları evirmek ve yaratıcılık tek başına yeterli değil. Bu yüzden bu işe başlayanların arasından bir süre sonra geriye, çok çalışanlar ve gerçekten severek yapanlar kalıyor. Ben işimi yaparken gerçekten keyif alıyorum ve bundan besleniyorum.
Moda Direktörü olarak görev aldığım, Türkiye’de az sayıdaki showroom’lardan biri olan ROOM, bünyesinde bulunan tasarımcı ve markalara verdiği PR hizmetinin yanı sıra, styling, koleksiyon ve kreatif danışmanlığı gibi hizmetler de veriyor. Her anlamda birbirinden beslenen bu farklı iş alanlarını, aynı çatı altında barındırması, burada çalışanlar için bence çok güzel bir fırsat….