
Moda dünyasında rekabet belki de moda tarihi boyunca hiç bu kadar ciddi boyutlara ulaşmamıştı. Kişisel ve kurumsal bazda yarışın dört nala sürdüğü bu ortamda moda eğitimi de hiç olmadığı kadar önem teşkil ediyor ve göründüğü üzere saf yetenek artık moda dünyasında başarılı olmak için yeterli kapital sağlamıyor. Sektöre hızlıca baktığınızda ara yollara bölünen modanın ana caddesi artık usta-çırak ilişkisine eskisi kadar vakit ayıramıyor. Dolayısıyla küçüklü büyüklü birçok şirket elemanlarının belli bir eğitim seviyesinde olmasını ve sektörün işleyişine hakim olmasını istiyor. Central Saint Martins direktörlerinden Willie Walters, durumun nedenlerinden birini moda sektörüne olan talebe bağlıyor ve ekliyor: “Bugün, 20 yıl önce kabul edebildiğim öğrenci sayısının çeyreğini bile okula kabul edemiyorum.” Durum böyle olunca binlerce kişinin arasından öne çıkmak için hazırlanan portfolyoların henüz okula girmeden bile olabildiğince profesyonel olması ve müstakbel öğrencinin yeteneklerini tüm yönleriyle temsil etmesi gerekiyor. Zira rekabetin ciddiyeti, okula girmek için yapılan ön görüşme sürecinde henüz eğitmenleri tatmin edecek boyuta ulaşmış değil. Öyle ki Business of Fashion, halihazırda birçok eğitmenin öğrenci kabul sırasında hayal kırıklığına uğradığını ve öğrencileri reddetme sebeplerinin kontenjan aşımı değil yetersiz öğrenci profili olduğunu söylüyor. Öğrencilerin portfolyolarını ve kendilerini dünyanın en prestijli moda okullarına girmeye yeterli görmelerinin en büyük sebebinin ise Instagram olduğu konusunda birçok eğitmen hemfikir. Tabii ki sosyal medyanın bu güçlü kolunu es geçmeyen eğitmenler sadece Instagram’da başarılı bir sayfaya sahip olmanın moda dünyasında başarılı olmakla eş değer olamayacağının altını kalın çizgilerle çiziyor. Yine Business of Fashion’ın, 2017 yılında başvurularını yapacak öğrencilere rehber olması amacıyla önde gelen moda eğitmenlerine sorduğu sorularda iyi bir moda okuluna kabul edilmenin tarifi aşağıdaki gibi şekilleniyor.
Çok çalışın ve orijinal olun; Walters, öğrencinin sadece yetenekli değil aynı zamanda çok çalışmaya istekli olduğunu da görmek istediğini söylüyor. Çünkü moda sektöründe, beyaz perdede ve televizyonda gösterilenin aksine acımasız koşullarda ağır çalışma saatleriyle başarı mümkün olabiliyor. Tabii çalışmanın ağırlığı kadar orijinal fikirlerin vuruculuğu da okula kabul edilmek için altın kurallardan.
Hayatınızda arkasında durduğunuz değerleri çalışmalarınıza entegre edin; ilk kurallardan olan orjinallik altı doldurabildiği sürece var olabilir. Moda dünyası ve prestijli moda okulları alt metni boş, bir diğer değişle sanat için sanat kategorisine giren ‘orijinalliği’ ilk etapta eleme kabına alıyor. Tasarımlarınız için yarattığınız detayları politik göndermelere ya da sosyal problemlere ithaf edinmekten çekinmeyin.
Fikirlerinizin nasıl geliştiğini gösterin; Masa başında boş kağıda bakarken ilham perisinin değneğini kaleminizin ucuna dokunduracağını ve birden Yves Saint Laurent’e taş çıkaracağınıza inanıyorsanız kalemi şu an bırakıp başka bir kariyer yolu seçmenin tam zamanı. Zira tasarım süreci bolca araştırma ve gelişen fikirler silsilesinden ibaret. Bazen ilk fikre geri dönmek kaçınılmaz olsa da eğitmenler fikirlerinizin aldığı yolu görmek konusunda ısrarlılar.
Tüm bu süreçleri portfolyonuz aracılığıyla paylaşırken, sınırları zorlamaktan çekinmemeli ve modaya olan tutkunuzu paylaşmaktan da geri kalmamalısınız. Çünkü günün sonunda moda sınırları aşabildiği ve tutkuyla tasarlanabildiği sürece var olabiliyor.