Hikaye bilindik bir girizgahla başlıyor. 1914 İngiltere’sinde erkeklerin sıcak savaş alanına taşındığı, erkeklere mahsus işlerin ise şehirde kadınların tekeline kaldığı tarihteyiz. 1914 kadını bir önceki jenerasyondan çok farklı uğraşlarla meşgul olacak; otobüs ve ambulans kullanmayı öğrenecek, ofislerde ve fabrikalarda çalışmaya başlayacak.
Yeni dönem kadınına yüklenen bu mecburi işlev, kadının günlük hayatta en çok kıyafetlerine dokunacak, zira artık işlevsiz kumaşlara hayatında yer kalmayacak. Moda tarihinin kilometre taşlarından olan bu dönem bu kez moda filmleriyle nam salan Showstudio’nun masasında kendine yer buluyor ve Nick Knight’ın kolektifi, Fashion & Freedom başlığı altında 3 moda filmi için kolları sıvıyor. Filmler için 3 farklı yönetmenin görüşüne yer veren Showstudio, seçimini Rei Nadal, Marie Schuller ve George Harvey’den yana kullanıyor. Her yönetmen 1. Dünya Savaşı’nın, kadının kıyafetlerine nasıl farklı açılardan dokunduğunu betimlerken 3 farklı tasarımcı da hikayeyi görselleştiriyor.
Nadal’ın hikayesi “The Fall of the Corset”nin tasarımlarını Phoeobe English üstleniyor, Harvey askeri kıyafetleri odağına alıyor ve tasarımlar için Gareth Pugh’a güveniyor, Schuller ise kadının iş kıyafetleri için Craig Green ile beraber çalışıyor.