
Moda dünyasının yolları kuşkusuz sanatla sık sık kesişiyor. Kulis arkasında moda ve sanatın aynı kulvarda olup olamayacağı daimi soru işaretlerinden biri olsa da tasarımcılar favori sanatçılarıyla işbirliği yapmaktan kaçınmıyor. Raf Simons, Dior couture için ilk defilesine hazırlanırken, Sterling Ruby’nin kapısını çalıyor. Takvimde daha geri gittiğimizde, Yves Saint Laurent, Mondrian’ın tablolarını elbiselerine taşıyor ve Andy Warhol’a poz veriyor. Hussein Chalayan 2012’de Gavin Turk’le güçlerini birleştiriyor. Tracey Emin, 2011’de kaşmir kazak üreticisi Banjo&Matilde için tasarlıyor. Matt Groening Simpsons ve Futurama karakterlerini Comme des Garçon’un alametifarikası tişörtüne bağışlıyor. Sanatın moda tasarımlarını her daim beslediği bir denklemde İstanbul Moda Akademisi, bu iki alanın nasıl birleşebileceğini incelemek için kapılarını açıyor.
Tasarım ve sanatın bir araya getirilmesinin amaçlandığı bu eğitimde, katılımcılar sanat akımlarını öğrenecek ve etkilendikleri sanat akımını tasarımlarına yansıtacaklar. 3 gün sürecek eğitimde, öğrenciler bir sergi ya da müzeyi gezerek seçilen sanat eseri hakkında bilgi edinecek, sergiden ilham alarak kağıt üzerinde kolaj uygulamaları ve desen çalışmaları yapacak.